Antik Dünya

Nebatiler : Kayalıklara Can Veren Sanatkarlar

Bu Yazıyı Paylaş :

Nebatiler Kimdir ?

Nebatiler, köken olarak Kuzeybatı Arabistan’da yaşayan göçebe bir kavimdi. MÖ 4. yüzyılda ilk defa tarih sahnesinde göründüler. Ölü Deniz’in 80 km güneyinde, Ürdün Çölünün kenarında yaşıyorlardı, buraya Arap yarımadasından gelmişlerdi. Hayvancılık ve ticaretle uğraşan göçebe kabilelerdi. Saldırılardan uzak güvenli yer Wadi Musa’ya yerleştiler. Burada deve, koyun, keçi ve at beslediler, çölde teraslar kurup üzüm bağları ve zeytin yetiştirdiler.

Ticaret yollarını kontrol etmeleriyle tanındırlar. Baharat, tütsü, yağ ve parfüm ticaretinde ustalaştılar. Romalılar ve Helenistik dönem Yunanlılarıyla; Perslerle ticaret yaptılar. Kervanları Arabistan’dan Akdeniz’e, Mısır ve Mezopotamya’ya sevk ettiler.

Ticaret sayesinde çok zengin ve nüfuzlu hale geldiler. Görkemli bir şehir kurdular ve onu geniş̧ bir ticaret krallığının merkezi yaptılar. Kuzeyde Dımaşk’a (bugünkü Şam), Edom’a ve Havran’a, güneyde Kızıldeniz’e kadar krallıklarını büyüttüler.

 

Nebatiler
Petra El-Hazne

 

Demir ve bakır madenlerini kullanmayı öğrendiler. Zeki ve pratik Nebatiler, ticaret yaptıkların milletlerin zenginliklerini ve kültürlerini ülkelerine taşıdılar. Antik Yunanistan, Romen, Mısır, Mezopotamya stilleri harmanlayarak benzersiz bir mimari ile muhteşem Petra şehrini yarattılar.

Taş Ustası Nebatiler

Yumuşak kumtaşı kayalarını oydular. Görkemli tapınaklar, mezarlıklar ve saraylardan oluşan taştan bir şehir inşa ettiler. Büyüyen şehrin su ihtiyacını karşılamak için çapıcı fikirler geliştirdiler. Büyük kaya sarnıçları oluşturup, toplanan suyu kilometrelerce uzayan seramik borularla şehre taşıdılar. Baraj inşa edip dağlara tüneller açtılar ve su yataklarının yolunu değiştirdiler. Petra’nın su baskınlarından zarar görmesini engellediler.

 

Nebatiler
Petra Manastırı

 

Kendi gelenekleriyle sınırlı kalmayan, sıra dışı halk Nebatiler, diğer kültürlere açık insanlardı. Yunan, Roma kültüründen etkilenip yepyeni bir kültür yarattılar. Benzersiz mimari yetenekleriyle görkemli El Hazne’yi yaptılar. Buna görkemli saraylar, muhteşem tapınaklar, mezarlar ve tiyatro eklediler. Kullandıkları dil Arapçanın temellerini teşkil eden Arami diliydi. Kitabelerinde hekimlerden ve şairlerden söz edilir.

 

Tiyatro

 

 

 

Nebati hükümdarının yanında kardeş unvanını taşıyan bir vezir vardı ve hükümdar, birçok kabile şeyhine kumanda ederdi. Nebatilerde kadınların sosyal hayatta oldukça önemli yeri vardı; serbestçe mal ve mülk sahibi olurlardı. Yunan el yazmalarında çölün muhteşem kenti Petra’dan bahsedilir. Pagan inancına sahip olan Nebatilerin en büyük tanrısı Duşara (Zu Şerâ) idi. Ayrıca en büyük tanrıça olan Ellât (El-Lât) ile Manusu, Kayşa, Mutaba ve Hubel adlı tanrıları da bulunuyordu. Nebatilerle ilgili bilgilere Eski Ahit’in Tekvin bölümünde de rastlanıyor. Birçok Hıristiyan, Tanrı’nın bu kenti Elçi Yuhanna’nın Vahiy 12:6 ve 12:14’te yazdığı sığınma yeri olarak hazırlamış̧ olduğuna inanıyor.

 

Nebatiler

Nebati Krallığı Romalıların istilasına uğradı ve MS. 106 yılında Roma topraklarına dahil edildi. Depremler, değişen ticaret yolları ve Haçlı Seferleri’nin ardından terkedildi ve tarihin derinliklerine gömüldü. Nebatiler de tarih sahnesinden silinip gittiler. Zaman içerisinde unutulup giden görkemli kent Petra, Şam üzerinden Mısır’a giden İsviçreli seyyah Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilene kadar kayıp bir şehir olarak kaldı. Ürdün‘ün Akabe şehri yakınlarındaki Petra Antik Kenti, 1985 tarihinde UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildi. 2007 tarihinde de Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak kabul edildi.

 

Kaynakça : yoldaolmak.com

İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.