Mitoloji Dünyası

Mitolojik Perspektifte Aphrodite (Venüs)

Bu Yazıyı Paylaş :

Aphrodite ( Venüs )

Aphrodite ya da Roma mitolojisinde bilinen adıyla Venüs. Güzelliğin, aşkın, şehvetin ve cinselliğin Tanrıçası olarak bilinen Aphrodite, Hesiodos’a göre denizin köpüklü dalgalarında doğmuştur. Ünlü İtalyan ressam Boticelli’nin ‘’Venüs’ün Doğuşu’’ adlı tablosu, Aphrodite’in doğuşunu tasvir eden en ünlü yapıtlardan biridir. Günümüz dünyasında halen kozmetik, estetik ve cinsel ürün piyasası satışlarını ve prestijlerini arttırmak için Aphrodite’in adını kullanmaktadır.

Venüs

Aphrodite ve Truva Savaşları

Güzelliği ile Olimpos’un Tanrılarını dahi baştan çıkaran bu Tanrıça, hiç kuşkusuz mitoloji dünyasında kendisine geniş bir yer bulacaktı. Tüm Tanrıların gözdesi haline gelen Aphrodite, Baş Tanrıça Hera ve Bilgelik Tanrıçası Athena’nın ebedi düşmanı olacaktı. Homeros’a göre Truva savaşlarının başlangıcı da bu üç Tanrıçanın kavgasıyla başlayacaktı: Efsaneye göre Tanrıça Thesis, Zeus tarafından Peleus ile evlendirilir ancak Nifak Tanrıçası Eris yaptığı kötülüklerden dolayı düğüne davet edilmez. Durumdan haberdar olan Eris ise tüm Tanrıların toplanığı anda aralarına üzerinde ‘’En Güzele’’ yazılı olan altından bir elma gönderir. ‘’Üç Güzeller’’ olarak tabir edilen Tanrıçalar; Aphrodite, Athena ve Hera, en güzelin kendisi olduğunu söyleyerek elmanın üzerine atlayarak kavgaya tutuşurlar. Olayların büyümeye başlamasıyla Zeus devreye girerek Hermes’i Tanrıçaları İda Dağı (Kaz Dağları)’na götürmekle görevlendirilir. Orada Paris’in en güzeli seçmesi ve elmayı kendisine vermesi istenecekti. Çoban Paris ise elmayı Aphrodit’e verecek karşılığında yaratılan en güzel kadını vaat edecektir. Ne var ki vaat edilen bu kadın Sparta Kralı Menelaos’un eşi Helene’dir. Paris’in Sparta’ya ziyareti sırasında Helene ile karşılaşması ve fırtınalı bir aşka tutularak Helene’i kaçırması üzerine Truva savaşları başlayacaktı.

 

Venüs

 

Aphrodite’in Zoraki Evliliği ve Yasak Aşkı Ares

Güzelliğin kraliçesi olan Aphrodite, Zeus’un ısrarı üzerine istemediği bir evlilik yapacaktı. Olimpos’un en çirkini olarak bilinen topal Tanrı Hephaistos, Annesi Hera’dan intikam almak için kafeslerden oluşan altından bir taht hediye edecekti. Hera’nın tahta oturmasıyla tel kafeste mahsur kalması üzerine tüm Tanrıların uğraşlarına rağmen Hera’yı kurtaran olmamıştır zira Hephaistos Demir ve maden işlemeciliğinin de Tanrısıydı. Aphrodite’in kendisiyle evlenmesi karşılığında Hera’yı bırakacağını bildirmesi üzerine Zeus Aphrodite’i ikna eder ve Hephaistos ile evlenmeyi kabul eder. Ne var ki Aphrodite bu evlilikten hiç memnun değildi. Güzellik Tanrıçasının kalbi gizliden gizliye Savaş Tanrısı Ares için atmaktaydı ve bu aşk karşılıksız değildi. Hephaistos’un demir madenine inmesiyle Ares ile Aphrodite gizlice görüşerek sevişirlerdi. Ares ise güneşin tüm olup biteni Hephaistos’a anlatmaması için yakın arkadaşı Alektryon’u güneşin doğuşunu kendisine haber vermesi için gözcü olarak bekletmekteydi. Ancak günün birinde Alektryon’un uyuyakalması üzerine Güneş, Ares ile Aphrodite’i beraber görüp olanları Hephaistos’a anlatmış. Bunun üzerine görünmez ağdan bir tuzak hazırlayarak Ares ve Aphrodite’i yatağa girdiklerinde onları kımıldayamayacak bir hale getirerek tüm Tanrılara haber verip düştükleri hali kendilerine göstermiştir. Düştükleri bu durum nedeniyle Aphrodite, Kıbrıs Adası’na kaçmıştır. Ares ise Alektryon’u horoza dönüştürerek o günden beri güneşin doğuşunu haber vermesi için cezalandırmıştır.

 

Venüs

 

Hermaphrodite Miti

Aphrodite’in aşk yaşadığı bir diğer Tanrı ise Tanrıların ulağı olan Hermes idi. Hermes ile Aphrodite’in birlikteliğinden Hermaphrodite doğmuştur. Hermaphrodite bir gün Bodrum’da dolaşırken bir peri olan Salmakis ile karşılaşır. Hermaphrodite’in güzelliğinden etkilenen Salmakis, Tanrılara onunla kendisini birbirlerine kavuşturmaları için yakarıp dua etmiştir. Tanrıların dualarını kabul etmesiyle ikisinin vücutları birleşir ve birleşen vücutlar hem erkek hem de dişi niteliği sahip olur. Günümüzde özellikle Tıp biliminde çift cinsiyetliler için sıklıkla kullanılan ‘’Hermaphrodite’’ terimi bu mitten gelmektedir. Son olarak günümüzde sıkça kullandığımız kalp şekli de Aphrodite’in heykellerindeki dolgun kalçaların duvara çizilmesiyle oluştuğu bilinmektedir.

 

Venüs
Terrakotta Aphrodite Heykelciği
Kaynakça :

Can, Ş. (1963). Klasik Yunan Mitolojisi. İnkılap ve Aka Kitabevleri Koll. Şti..

İleri, S. (1976). Halikarnas Balıkçısı’ndan Doğa.

 

İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.